Neden farklıyız?

Tüm gelişmiş ülkelerin okul öncesi eğitim kurumlarında karma yaş ve açık sistem uygulanmaktadır. Avrupa'nın eğitim alanında önde olan hiçbir ülkesinde anaokullarında sınıfların yaş gruplarına göre ayrıldığı görülmemektedir. Ne yazık ki; ülkemiz bu alandaki gelişmeleri doğru takip edememiş ve yüz yıl önceki sistemle ilerlemeye devam etmiştir. Altı yaşına kadar kişisel gelişimini tamamlamamış çocuğun tüm gününü sadece yaşıtlarıyla geçiriyor olması; çocuğun hiçbir alanda gelişememesine neden olur ve bu; çocuğun onu geliştirecek sosyal yaşamdan koparılmış olduğu anlamına gelir. Bu en özel ve kritik dönemde çocuk sosyal yaşamda gelişir, büyüğüyle ve küçüğüyle girdiği iletişimden farklı şeyler kazanır ve öğrenir.

3-6 yaş çocuğunun Sosyal ve Duygusal Alanda gelişmesi tamamen farklı modeller görmesine bağlıdır. Bu nedenle Avrupadaki anaokullarında çocuk sınıfa asla kapatılmaz, özgürdür ve okulun birçok farklı alanını kullanır, evindeki gibi gezer ve özgür hisseder. Bu alanları kendi tercihlerine göre kullanan, gününü bu özgür ortamda geçiren çocuk, birey olduğunu hisseder, aldığı kararlarla olgunlaşır. Ancak bu özgür ortamın içinde bazı önemli kurallar vardır ve disiplinde aynı şekilde hissedilir. Saklı Dünyam Anaokulunda yetişen her çocuk işte aynen bu ortamda yetiştiği için farklı bir olgunluğa ve bilince sahip olur, sorumluluklarını bilen, duygu ve düşüncelerini ifade edebilen bir birey olarak okulundan mezun olur.

Altı yaşını doldurmuş bir çocuk artık bir meslek edinmek amacıyla okula gidebilecektir. Bu da kendi yaşıtlarıyla aynı sınıfta olmasında artık bir sakınca olmadığı anlamına gelir. Doğru okul öncesi eğitim ortamında büyümüş her çocuk olgunlaşır ve istediğini ve istediğini elde etmeyi bildiği için gelecekte başarıyı yakalama şansı da kesinlikle yüzde yüzdür.

Avrupada okul öncesi eğitim sisteminde asla yabancı dil eğitimi savunulmaz. Avrupa ülkelerinde Waldorf, Montessori ve Reggio Emilia gibi farklı metodlarla çalışan anaokullarını incelemiş ve müdürleriyle görüşmeler yapmış olan Saklı Dünyam Anaokulu kurucusu ve okul müdürü Hikmet Dolun Binzinger hep aynı cevabı almıştır; "Anaokulu çocuğun kendi ayaklarında üzerinde durmayı, sorumluluk taşımayı, kendi duygu ve düşüncelerini özgürce ve özgüvenle ifade etmeyi, yeteneklerini keşfetmeyi, kendi anadilini en iyi ve en doğru şekilde kullanmayı yani iletişimi öğrendiği yerdir. Tüm bunları çocuğa bu hassas ve kritik dönemde kazandırmanız gerekir ve okul öncesinde yabancı dil eğitimi çocuğun değerli zamanından çalarak bu önemli kavramları kazanmasına engel olmaktır."

Her yıl Almanya'nın Berlin, Hamburg, Frankfurt ve Stuttgart şehirlerinden öğretmen adayları bir dönem stajyer öğretmen olarak Saklı Dünyam Anaokuluna gelmektedir. Almanya'nın üniversite öğretim görevlileri okulumuzu gezmiş, incelemiş, doğru sistemle çalıştığımızı görmüş ve bunun üzerine Saklı Dünyam Anaokuluna öğrencilerini göndermeye karar vermiştir. Saklı Dünyam Anaokulunda kendi anadili Almanca olan öğretmen adayları olmasına rağmen, dil eğitiminin verilmiyor olması Saklı Dünyam Anaokulunun doğruları savunduğunun ve sadece çocukların kişisel gelişimini ve geleceğini önemsediğinin en önemli kanıtıdır.

Bu mesleğe yıllarını ve yüreğini koymuş bir eğitimci olarak siz sevgili anne babalardan önemle ricam; çocuklarınızın geleceği sizin düşüncelerinizde ve ellerinizde saklı. Lütfen doğru bildiğimiz yanlışları çocuklarımızda uygulamamaya çok dikkat edelim.

İçten Sevgilerimle...

Hikmet Dolun Binzinger